Bu yeni nükleer pillere betavoltaik adı veriliyor. İçerisinde bulunan iletkenler aracılığıyla beta çürümenin enerjisini elektriğe dönüştürebiliyor. Aslında bu teknolojinin temeli 1970'lerde atılmış. Küçük boyutlarda olup, büyük enerji depolayan bu bataryalar en çok kalp pillerinde kullanılıyor. Bu modeller daha kısa ömürlü ve daha yüksek güç yoğunluklarına sahip olunca pahalıya patlamış oldu. Daha ucuz kimyasal pillerle birlikte ise bu piller rafa kaldırılmıştı.
Konuyla ilgili bu pillerin arka planda kalmasının sebebi elbette yalnızca pahalı olmaları değildi. O zamanlar radyoaktif olan şeylerin halk arasında tehlikeli bulunması ve korkuya neden olması da bir diğer etken olarak ön plana çıkıyor. MIPT ekibi ise nikel-63 kullanarak güç yoğunluğunu, daha önce Rusya ve Bristol’de yapılan testlerden yola çıkarak yeniden ayarladılar. Bariyer tabanlı elmas elektrotlar ve schottky diyotlar ile yeni bir enerji dönüşümü sağlayan uzmanlar, böylece amaçlarına ulaşmış oldular.