Kurumların strateji geliştirme bölümlerinin ana sorumluluk alanı, planlama, kurum hizmetlerinin verimliliği ve etkinliğinin artırılması, vatandaş/müşteri hizmetlerin geliştirilmesi, kurumsal performans ölçüm sistemlerinin geliştirilmesi, kalite yönetim hedeflerinin oluşturulması, kurumsal bilgi yönetim sistemlerinin geliştirilmesi gibi birçok önemli iş hedeflerini destekleyici hususları içermektedir. Oluşturulan planların uygulamaya alınması, kurumsal performansın izlenmesi ve strateji geliştirme bölümleri ilgili birimlerle koordinasyon içinde gerçekleştirilmektedir.
Günümüzde teknoloji üreticisi şirketler de kimlik değiştirerek iş danışmanlarına dönüşüyor. Bu kurumlar, sadece yenilikçi teknolojiler sunmakla kalmıyor, aynı zamanda iş ihtiyaçlarını da karşılayan kapsamlı bütünleşik çözümlere yöneliyorlar. Günümüzde bilişim endüstrisi iş dünyasının kendi kavramlarıyla konuşmaya başlamışken, BT
yönetimleri ve diğer birim yöneticilerinin de birbirleriyle olan iletişimlerini artırması kaçınılmaz bir durum oluşturuyor.
BT’den beklentiler, özellikle kriz şartlarında çok farklı bir noktaya geldi. Daha fazla otomasyon ve verimliliğin de ötesinde BT’nin vatandaş memnuniyeti, daha iyi hizmetlerin geliştirilmesi gibi birçok aşamada kurumlara ciddi bir katma değer yaratması bekleniyor. Bu da BT yöneticilerini kurumun içinde farklı bir noktaya taşıyor.
Kamu kurumlarının da yaklaşımları değişiyorKamu kurumlarında da artık daha dinamik ve süreklilik arz eden iş yönetimi yaklaşımları gelişmektedir. Kamu kurumları özel sektör ve dünyadaki gelişmeleri izlemeli, kendi iş sonuçlarını objektif metriklerle benzer iş alanlarında çalışan kurumlarla kıyaslamalı ve iş süreçlerini sürekli iyileştirmeyi operasyonel işin olağan bir parçası haline getirmelidirler. Fintek Kurumsal Performans Geliştirme Müdürü Dr. Ali Özkaya’nın verdiği bilgilere göre, iş alanlarında uluslararası iş standartları söz konusu ise bu standartlarda üretim yapmayı ilk hedef olarak belirlemeli, vizyonlarını geleceğin iş standartlarını belirleyen kurumlardan biri olmak olarak koymalılar.
Kamu kurumlarının BT moda akımlarına kapılarak yatırım yapmaktan kaçınıp, iş süreçlerinin ve iş ihtiyaçlarının tetiklediği, iş geri dönüşünün BT yatırım maliyetini karşıladığı BT yatırımları yapmayı geliştirmeleri gerekmektedir. BT maliyetleri toplam sahip olma maliyetleri üzerinden hesap edilmeli ve BT yatırımı planlanırken, sadece maliyet değil yatırımın getirisi de hesaplanmalı, maliyet etkin yatırımlar öncelikle ele alınmalıdır. Yatırım sonrası gerçekleşen maliyet ve getiri ölçülerek yatırımın geri dönüşünün ve kârlılığının doğrulandığı bir iş süreci oluşturulmalıdır.