Coşkunöz Holding Sistem ve Servis Yönetim Müdürü Vedat Davarcıoğlu: “HERKESİN DEĞİŞİME AYAK UYDURMASI GEREK”

4 dakika okuma süresi.

“Dijitalleşme ile dijital dönüşüm sıkça birbiri ile karıştırılıyor. Bu ayrımı iyi yapabilmek gerekir. Hiç şüphesiz olgunlaşma adına dijitalleşme çalışmaları da çok değerli, ama dijital dönüşümün  şirket / kurum  hangi işten para kazanıyorsa, ona direkt etki eden yeni bir pazar yaratma, yeni bir iş modeli geliştirme, var olan ürünün üzerine farklı bir şey koyma gibi etkisinin olmasını bekliyoruz.

Coşkunöz Holding otomotiv, savunma, havacılık, yenilenebilir enerji, taşımacılık, son olarak da bilgi teknolojileri gibi alanlarda faaliyetlerini sürdürüyor. Grup içi BT  tedarikçisi olarak birçok projede çözüm sağlayıcı veya destekleyici rolde görev aldık. Coşkunöz Grubu  SAP projesi yapan yerli sermayeli ilk sanayi kuruluşudur. Şu anda gündemimizi dolduran en büyük projelerden biri, grup şirketlerimizi SAP R3 ERP sisteminden S/4 HANA’ya taşınması projesidir.  Biz bunu fırsat olarak alıp ortaya koyduk. Süreçleri olduğu gibi taşımayalım, yalınlaştırıp geçirelim dedik ve bunun için her bir şirketin tüm süreçleri için ayrı ayrı workshop’lar yapıldı ve hedeflenen akış adımları azaltılarak verimlilik artış hedefleri konuldu. Bu geçişle ilgili kavramsal çalışmaları,  SAP HANA geçiş senaryoları ile eşleştirildiğinde , daha sağlıklı bir proje planı oluştu elimizde. Bu projede  adım adım ilerliyoruz.

Dijital dönüşümde aslında en değerli projeler bence şirket nereden para kazanıyorsa oraya odaklı olmalı. Yani sanayi kuruluşları için üretim alanlarında. Dijital dönüşümün başarısı için birden fazla parametre var. Birincisi şirketin altyapısını oluşturan sistemlerin yenilenen teknolojiye adaptasyonu. İkincisi ve daha önemlisi, şirket çalışanlarının mindset olarak  dijital araçların dönüşüm için kullanımı ve yeni projelerin ortaya konulması için    değişimi. Bir endüstriyel kuruluş için beyaz yaka hem mavi yaka personelin tamamı üzerinde. Bu değişimin  yönetimi için insan kaynakları departmanları  kesinlikle rol almalı. Bir başka parametre ise, dönüşümün getireceği risklerin yönetimi, şöyle ki üretim ortamlarını bu kadar dijitalleştirince, siber güvenlik tehditlerine de açmış oluyorsunuz.

Teknoloji sürekli değişiyor, biz kendi tesislerimizde dijital dönüşümün gerektirdiği teknolojik altyapıyı gözönüne aldığımızda, özellikle üretim alanlarında ciddi riskler ve eksiklikler saptadık. Bunların giderilmesi için  altyapıdan başlayıp,  IoT platformu, büyük veri mimarisi,  yönettiğimiz bulut platformu gibi yapıları bir AR-GE çalışması ile ayağa kaldırdık. Bu yeni altyapı üzerinde çalışacak irili ufaklı projeler ve bunların  ERP sistemleri ve  diğer bilgi sistemleri ile  entegrasyonları yapıldı. Eskiden klasik olarak daha çok rapor geliştirmesi talep edilen bir IT departmanı iken, kullanıcıların geliştirilmesi ile ,  bu ihtiyacı dönüştürüp online analitik araçlarla  kullanıcı tarafına yöneltmeyi hedefledik.  Çünkü rapor demek geçmişin fotoğrafı. Ama çağımızda, bazen karar vermek için bir raporu incelemek çok geç olabilir. Kültürel değişimde şirketi online yönetebilmek çok değerli. Bunun için de her seviyede bir kullanıcı deneyimi ile ilgili de değişim gerekiyor. Biz IT personelimizi daha fazla değer yaratan , daha katma değerli projelere yönlendirelim istiyoruz. Bu da bir değişim, dönüşüm ve bunların hepsini bir arada sürdürmeye çalışıyoruz. Dönüşüm, risk de içeriyor. Bir çok projenin başında ve sonundaki duruma baktığınızda IT yöneticisinin de değişmiş olduğunu görüyoruz,  projelerde  yaşanan zorlukların önemli bir göstergesi sanırım. Ama değişim  hayatın da, iş dünyasının da karşı konulmaz bir gerçeği, herkes  ayak uydurmak zorunda. Yoksa ne belirsizlik ve karmaşıklığın arttığı iş dünyasındaki rekabeti,  ne de kurum içinde kuşaklar arasındaki farklılıkları yönetebiliriz. Yönetebilmek için değişimin bir parçası olmalıyız. ”