BThaber

Editör

“Diğer ülkelerle eşit seviyedeyiz”

5 dakika okuma süresi.
“Diğer ülkelerle eşit seviyedeyiz”
Everest’e tırmanan ilk Türk, AKUT’un kurucusu Nasuh Mahruki ile hayat kurtaran teknolojiler ve bir liderde olması gereken özellikler üzerine konuştuk.

Yasemin Saygı

 

Dağcılığın yanında mağaracılık, yamaç paraşütü, aletli dalış, motor sporları, yelken ve bisiklet gibi birçok sporla ilgilenen Nasuh Mahruki, Bilişim Zirvesi 2014’ün ilk gününde ‘Hayat Kurtaran Teknolojiler’ konusunda bir konuşma yapmak üzere katılımcılarla buluşacak.

1987 yılında Bilkent Üniversitesi İşletme Bölümü’nde okuduğu dönemlerde, panoda gördüğü bir ilanın peşine düşerek üniversite kapsamında kurulan Dağcılık Kulübü’ne üye olan Nasuh Mahruki, bugün Kar Leoparı unvanı alan ve Everest’e tırmanan ilk Türk. Yazar, fotoğrafçı, milli sporcu gibi birden fazla unvana sahip olan Mahruki, Bilkent’te okuduğu ve dağcılık sporu ile tanıştığı dönemleri şöyle anlatıyor:

“Üniversitede eğitimimi sürdürürken doğada spor fikri dağcılıkla karşıma çıkınca ben de denemek istedim, ben de öğrenmek istiyorum nasıl bir şeydir diye. İlk toplantılarına katıldım, çok güzel bir fotoğraf gösterisi yaptılar bize, çok güzel bir söyleşi yaptılar ve o heyecanı verdiler. Rahmetli Recep Çatak o zamanlarda Türkiye’nin en iyi dağcılarından biriydi bir de bizim okulda Ertan Ercan adlı bir öğretim görevlisi vardı. O ikisi Bilkent’te bu dağcılık kulübünü kurmak istemişler, iyi ki de kurmuşlar, benim bu sayede hayatım değişti. Kulübe katılmamın ardından bir yıl sonra kulübün başkanı oldum ve adını DOST (Doğa Sporları Topluluğu) olarak değiştirdik. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk doğa sporları temalı dergisi olan DOST Dergisi’ni çıkardık.”

“Teknoloji hayati önem taşıyor”

Çocukluk yıllarından itibaren doğaya ve hayvanlara ilgi duyduğu belirten Mahruki, dağcılık sporu ile tanışmasının ardından Rusya Dağcılık Federasyonu tarafından verilen ‘Kar Leoparı’ unvanını alan ve Everest’e tırmanan ilk Türk dağcı olmasının ardından 1996 yılında birkaç arkadaşı ile birlikte, şu an bin 700’ün üzerinde gönüllüsü olan ve bin 900 civarında hayat kurtaran AKUT’u kurdu. Bugün de AKUT’un Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini sürdüren Mahruki, arama kurtarma çalışmalarında kullanılan teknolojilerle ilgili şu bilgileri veriyor:

“Arama-kurtarma çalışmalarında teknoloji hayati bir önem taşıyor. Teknolojinin en çok kullanıldığı alanlar, enkaz arama ve geniş çaplı arazilerde yapılan arama çalışmalarıdır. Yapılan tüm bu operasyonlarda asıl önemli olan, çeşitli arama-kurtarma unsur ve imkânlarını organize bir şekilde kullanabilmektir. Enkaz aramalarında çok kullandığımız teknolojik cihazlar ise arama kamerası, ses yükseltici cihazlardır. Arama kamerası; enkazda bir alt galeride kişinin olup olmadığını anlayabilmek için ufacık bir delik açarak bu cihazın kamerası ile gözlemleyebiliyoruz. Ses yükseltici cihazları ise yalnızca uzmanları kullanabiliyor. Enkazın farklı noktalarına ses yükseltici cihazların duyargaları yerleştiriliyor. Enkazın en üstünde yer alan bir demire üç kez vurarak, enkazın alt kısmına sinyal gönderiyoruz. Eğer enkazın altında biri varsa doğal bir refleks olarak ritmik bir ses geldiğinde aynı şekilde ritmik bir tepki veriyor. Bu tepkileri normal kulakla duymak mümkün değil. Ama bu işin uzmanları özel kulaklıklarla bu sesleri duyabiliyorlar.”

Termal kamera ve kalp atışına duyarlı teknolojilerin henüz geliştirilme aşamasında olduğu belirten Mahruki, diğer ülkelerde kullanılan teknolojilerle Türkiye’deki teknolojileri şöyle kıyaslıyor:

“ Türkiye’de Amerika Birleşik Devletleri’ndeki bir eyalette yapılan bir arama-kurtarma çalışmasında kullanılan ekipmanlara sahip değiliz. Fakat elimizdeki ekipmanlarla her türlü operasyonu gerçekleştirebilecek donanımdayız. Diğer ülkelerde Türkiye’den farklı olarak, yapılan arama-kurtarma çalışmasına özel ekipmanlar kullanılıyor. Örneğin; bir kuyuda arama-kurtarma yapılacaksa bu operasyona özel üretilmiş ekipmanları kullanıyorlar. Bu durum operasyonu kolaylaştırıyor fakat sonucu değiştirmiyor. Biz de elimizdeki ekipmanlarla tüm bu çalışmaları aynı sonuca varacak şekilde gerçekleştirebiliyoruz.”

“İyi bir lider öncelikle iyi bir takım oyuncusu olmalıdır”

1995’te Everest’e tırmanışımdan bu yana 15 senedir motivasyon, kişisel gelişim, liderlik ve takım çalışması konularında seminerler veren ve toplamda yedi kitapta imzası olan Mahruki, BT yöneticilerine liderlik ve ekip yönetimi ile ilgili bazı mesajlar verdi:

“İngilizce’de ‘every business is human business’ diye bir söz vardır. Yani her iş insan işidir, her iş insanla ilgilidir. Dolayısıyla yaptığımız tüm işlerde tamamen insanlarla hareket ettiğimizin farkında olarak, insanı çok iyi anlamamız gerekiyor. Hem empati yeteneğimizin yüksek olması hem de karşımızdaki sevgi, saygı ve güven verip tüm bunları da karşımızdakinden bekleyecek şekilde hareket etmeliyiz. Hayat bir takım oyunudur. Herkesin bir takım oyuncusudur ve iyi bir liderin öncelikle iyi bir takım oyuncusu olması gerekmektedir. Sistemdeki verimliliği en yükseğe çıkarmak için insanların içindeki kapasiteyi en yüksek seviyede sisteme dâhil edilmesi gerekmektedir. Bununda tek yolu güven ortamı yaratmaktır. Eğer bir güven ortamı yaratabilirseniz takımın içinde herkes duyduğu o güvenden dolayı potansiyelini serbestçe ortaya koyabilecektir. Güven ortamı olmazsa insanlar sisteme güvenmedikleri için gerçekte yapabileceklerinin daha altında performans sergileyecektir. “