Elektromanyetik kirliliğin televizyon, bilgisayar, cep telefonunun aşırı kullanımının yanı sıra mikrodalga fırın, saç kurutma makinası, metro hatları ya da kablosuz İnternet ağlarından kaynaklanabildiğini dile getiren Dr. Akkurt, bunlardan mümkün olduğunca uzak durulmasını öneriyor. Ayrıca doğal taşların da bir yük getirdiğini belirterek yatak odalarında bulundurulmaması gerektiğinin altını çiziyor. Dr. Akkurt, elektromanyetik kirlilikle mücadele için her gün bir kase yoğurt, kilo başına 40 cc su tüketimi, cihazları bekleme konumunda bırakmak yerine tamamen kapatmanın temel önlemler olabileceğine işaret ediyor.
Konuyla ilgili açıklamalarında ayrıca kaktüsün bir şehir efsanesi olmadığını kaydeden Dr. Akkurt, "Özellikle çok büyük kaktüsler radyasyonu alabilir. Kaktüslerin dikenleri havadaki elektriklenmeyi kendisine çeker, dolayısıyla saksısı ne kadar büyükse o kadar çok radyasyon emme kapasitesi vardır. Bunun sebebi bitkinin emdiği radyasyonu topraklamasıdır; zaten bitkinin kendisi de toprak üzerindedir." dedi. Kaktüsün dışında beyaz ve pembe kuvars kristali ile radyasyon emme özelliği bulunan telefon kılıflarının kullanımını ve haftada en az bir kere çıplak ayakla toprağa basılmasını önerdi. Kaktüs, İngiliz sarmaşığı, leylak ve benjaminin ortamı radyasyonun kötü etkilerinden arındıran bitkiler olduğunu belirten Dr. Akkurt, radyasyondan arınmanın en geçerli yolunun biorezonans terapisi olduğunu sözlerine ekledi.