Facebook’la ilgili en son bilgi, bir eski çalışanın İngiliz Guardian 17 Mart’ta yayınlanan açıklamasıyla geldi: Meğerse (!) 50 milyon Face kullanıcısının kişisel verilerini Cambridge Analytica (CA) alıp, incelemiş. Gereğini (!) yapmış. Bu işin nasıl yapıldığı zaten geçen yıl bu zamanlarda ortaya çıkmıştı. Bir yıldır bilinene, yeni “bilinenler” eklenmeye devam ediyor.
Kuzey Carolina Üniversitesi/Zeynep Tüfekçi ile MIT Sloan İşyönetimi Okulu/Sinan Aral, 11 Mart’ta New York Times’ta tam sayfa, Facebook ve YouTube’un içine yuvarlandığı çamur hakkında yazdılar. Zeynep Tüfekçi’nin son paragrafı: “Vardığımız durum kabul edilemez ama kaçınılmaz. Eğer bir şirket çok zengin oluyorsa, bunu milyarlarca kişiyi kamplaştırarak yapıyorsa, bundan parasal kazanç elde ediyorsa, topluma bir de bütün bunları ödetiyorsa, bu kabul edilemez.” Sinan Aral ise şöyle diyor: “İnsanlığın varoluşu için gerçek kavramı gereklidir. Eğer dünyanın sahtecilikle dolmasına izin verirsek, kaosu davet ederiz.” 19 Mart’ta Zeynep Hanım, NYT için bir makale daha yazdı.
Biz buradan pek fark etmiyoruz ama İngiltere ve ABD’de bu konuda fırtına kopuyor. Massachusetts Eyalet Savcısı Maura Healey, Facebook ve CA hakkında adli soruşturma açtı. İngiliz Channel-4 TV ise skandal yaratacak bir yayın yaptı: CA CEO’su Alexander Nix’in gizli kamerayla kaydedilen sohbetini yayınladı. Nix, seçim kampanyalarına dünya çapında “katıldıklarını”, bu amaçla kiralık kadınları kullanarak şantaj yaptıklarını, rüşvet verdiklerini, ve başka “işlerini” anlatıyor.