Çünkü iş zekâsı geniş bir kapsamla önemli faydaları sunuyor, tamam, ama Aksu’nun da dikkat çektiği gibi mesele para harcamak, ödül almak, başarı hikayesi olmak, projeyi tamamlamış olmak değil, gerçekten daha akıllı, daha donanımlı ve daha zeki bir kurum olmak. Yani şirket içinde öncelikleri, hedefleri, iş yapısını ve stratejiyi bilerek, buna uygun bir iş zekâsı yapısının konumlandırılması. Aksu burada zeki ve akıllı şirketin özelliklerini ‘bilgi odaklı rekabet etmek’ sözleri ile tanımladı ve ekledi: “Daha hızlı ve daha donanımlı karar vermek, kurum için önemli olan unsurları daha iyi tanımak, daha iyi tahlil etmek, daha iyi yargılarda bulunmak demek.”
Bu tanım ışığında iş zekâsı çözümleri, bir yazılımın başı çektiği, şirkette belli departmanların uygulamakla yetindiği bir sistemden çok daha fazlasını içeriyor. Çünkü bir tarafta sert rekabet koşulları, bir tarafta da sürekli artan ve ihtiyaç anında hızla erişilmesi gereken ‘büyük veri’ gerçeği var.
Aksu’nun vurguladığı gibi bilgiye sahip çıkmak, bilgiden değer üretebilmek de son derece kritik. “Sürat ile baş edebilmek için, çok süratli karar verebilmek veya analiz yapabilmek lazım. Bunun için in-memory, real-time ve benzeri yaklaşımları tesis etmek şart” diyen Aksu’ya göre, bilgi kabiliyetleri üzerinden rekabet ederek, değer üretmek kurumsal bir strateji. İş zekâsında durağan yapılardan ziyade dinamik, yaşayan bir strateji oluşum ve işletim yapısını kurum bütününde, herkesin katılımı ile inşa etmek de işte bu nedenle önemli. Rekabette avantaj elde etmek, kurumsal hedeflere ulaşmada araçları verimli kullanmak, hız ve süreç takibini hakkıyla yerine getirmek adına…