Riski daha doğru tahmin etmek için dijital teknolojilerin ürettiği büyük veriden yararlanabilecek olan şirketler, bu bilgileri müşterileri için güvenilir bir danışman olmak, onları olası sorunlarla ilgili önceden uyarmak için kullanabilecek. Yavaş ve ağır işleyen BT modelleri yerine, daha hızlı ve esnek olan bulut mimarisi kullanılabilecek. Şirketler, neredeyse gerçek zamanlı olarak yeni özellikleri ve fonksiyonları devreye sokarak müşteri taleplerine hızlı bir şekilde yanıt verebilecek. IoT teknolojisi sayesinde de bireysel poliçe sahiplerine, risk seviyelerine göre özelleştirilmiş poliçe oluşturma özgürlüğü kazandırılabilecek. SAP Türkiye Stratejik Endüstriler Satış Direktörü Bülent Karal, araştırma sonuçlarını şöyle yorumladı:
“Dijital dönüşüm, sigortacılık sektörünü şekillendirirken, Türkiye’deki sigorta şirketleri bu alandaki gelişmeleri yakından takip ediyor. ‘Dijital Sigortacılık ve Omnichannel’ alanında sigorta şirketlerinin müşteri deneyimini farklı kanallarda müşterinin izini kaybetmeden yönetebileceği ve müşteriye kendisini özel hissettireceği uygulamaları hayata geçirdiğini görüyoruz. Bunu yaparken de müşterilere doğrudan ulaşmaktansa, acente, broker ve aracı kurumlarla birlikte dijitalleşen stratejileri benimsiyorlar. IoT ve büyük veri konularında karşılaşılan en sıcak konulardan biri sahte hasar ve suistimal ile mücadele projeleri. Sektörde gözlemlenen yüksek hasar frekansı ve yüksek hasar/prim oranları, Türkiye’deki sigorta şirketlerini proaktif olmak, tespit edici ve önleyici mekanizmaları birlikte kullanmak yönünde motive ediyor. Bulut bilişim ise sigorta şirketlerinin ilk etapta arka ofis çalışmalarında ve insan kaynakları uygulamaları alanında daha çok değerlendirdikleri bir konu. Kişisel bilgilerin korunmasına dair kanunun yürürlüğe girmesi ile birlikte bu alanla ilgili konulara Türkiye’deki sigorta şirketleri daha dikkatle yaklaşmaya başladılar.”