Belçika’nın Antwerp/Anvers kentindeki Opera Ballet Vlaanderen, operada yenilikçi uygulamalarına bir yenisini daha ekledi. Çağdaş sanatı gündelik yaşamına emdirmiş kültürlerde çok iyi tanınan Sırp asıllı Amerikalı kavramsal performans sanatçısı Marina Abramovic, Debussy operasının sahne tasarımını üstlendi. Hollandalı yenilikçi modacı Iris van Herpen, giysileri tasarladı. İtalyan grafik sanatçısı Marco Brambilla operanın dijital video konumlandırmasını yarattı. (Şu eseri bir fikir verir: https://vimeo.com/5082155
Marina ve Marco, 1902 yapımı bir operayı bugüne bile değil, yarının ötesine taşıdılar. Sahneye çapı 7 metreyi bulan içbükey bir ayna (“ruhun gözü”) yapıldı. Marco’nun NASA/Hubble teleskopu kayıtlarından seçtiği gerçek uzay görüntüleri bu gözün önünden bir trans seansı gibi akıyor. Marina, tavandan sahneye monolitik dev kristaller indiriyor. Debussy’nin öte alemden, izlenimci müziğiyle bu sahne tasarımı arasında yüz yıl değil, yüzyıllar mesafe var. Sadece 3 ana karakter ve 7 dansçı için yapılan koreografi de apayrı bir başka sanat eseri. (https://vimeo.com/254460100?from=outro-embed
Operada yenilikçilik, sahneleme yöntemlerinde yaratıcılara sonsuz fırsatlar veriyor. Aynı zamanda, operanın “ne anlama geldiği” konusunda da yine yenilikçi (ve daha önce örneği olmayan) yöntemler akla gelir oldu. Buna en yeni örnek, opera ile siyaset ilişkisine bakan, Londra’da Victoria & Albert Müzesi’nde bu yılın başında açılan “Opera: Tutku, İktidar, Siyaset” başlıklı sergi. Çeşitli operalarda kullanılan kostümler, ilgili eşyalar çok sergilenmişti. Ama opera ile döneminin siyaseti arasında bağlantı kuran bir akademik sergi yapmayı akıl eden olmamıştı.