SOPA ve PIPA gibi ACTA da ABD kaynaklı bir yasa tasarısıydı. Fikri mülkiyet haklarının korunmasını öngörüyordu ama kapsamı muğlaktı (hukukçular böyle diyor) ve ticareti, yaratıcılığı, bilgiye erişimi engelleyecekti. Başkan Obama’nın, ACTA’yı Kongre’ye bile sunmadan imzalaması, ABD’de büyük bir hukuk tartışması yaratmıştı. ABD’de tanınmış 75 hukukçu Obama’ya tasarı aleyhindeki görüşlerini yansıtan açık bir mektup yolladılar.
Bu arada bazı ülkeler (Japonya, Avustralya, Kanada, Fas, Yeni Zelanda, Singapur, Güney Kore...) ve AB Komisyonu ACTA’yı imzaladı (ama parlamentoları henüz onaylamadı). Polonya Parlamentosu’nda ise en “olmadık” iş oldu oturum sırasında: ACTA muhalifi milletvekilleri, yüzlerine Anonymous maskeleri taktılar - protesto amacıyla!
Bir yanda özgürlükler var, bir yanda fikri hakların korunması ve “klasik” hukuk var. Bu çekişmede orta yol, ancak “yeni” bir hukuk yaratılarak bulunacak. Klasik hukukla, “yeni” hayat bağdaşmıyor çünkü.