Dijital dönüşüm ile aslında dijitalin ve gerçek dünyanın birbirine yaklaşmasını görüyoruz. Yaşantımızda birçok cihaz akıllanıyor, sadece mobil telefonlar değil evler, binalar, şehirler ve hatta sanayii bile akıllı hale gelmeye başladı. Bilgiler dijital bir şekilde saklanabilir ve izlenebilir hale geliyor. Yani izleme ile başlayan dijital dönüşüm, son olarak otonom olarak çalışmaya başlayan ve hatta kendi karar verebilen akıllı bir sisteme geçiş yapıyor. Bu da bilgilerin anlamlı bir şekilde yaşantımızı kolaylaştırmasına imkan sağlıyor.Şirketler hergün daha çok hızlanan ve yenilenen dijital dönüşüme ayak uydurması gerekiyor. Tabi bu noktada en büyük görev şirketlerin teknoloji birimlerine düşüyor. Ayrıca iş birimlerinin yöneticilerinin de bu dönüşüme eşlik etmeleri oldukça önemli. Çünkü yapılan işlerin ve çalışılan mekanların güvenliği, bilginin kolay ve güvenli olarak erişilebilirliği iş birimlerinin yöneticileri için önemli ölçütler.”
Mobil biyometrinin kullanımı artacak
Günden güne daha hızlı bir şekilde büyüyen teknoloji ile birlikte güvenliğin öneminin daha da arttığı bir dönemdeyiz. Tam da bu noktada özellikle mobil teknolojilerin hayatımıza her alanda daha da çok dahil olmasıyla beraber biyometri teknolojileri ve dolayısıyla biyometrik kimlik doğrulama sistemleri devreye giriyor. Günümüzde dijital dönüşüm ile mobil teknolojiler dahilinde biyometrik kimlik doğrulama yani mobil biyometri yöntemiyle mobil cüzdan gibi uygulamalarla dijital ödeme/bankacılık sistemlerinde önemli gelişmeler oluyor. Böylece dijital dönüşüm sürecinde önemli bir rol oynayan mobil teknolojilerde kullanılan biyometri teknolojileri hem kişilerin hem de şirketlerin ödeme işlemlerini daha kolay ve güvenli hale getiriyor. Sonuç olarak da aslında bu güvenliği sağlamak için bu kadar çok bilginin var olduğu ve güvenlik konusunda oldukça hassas olunduğu bugünlerde bunu korumak için mobil biyometrinin kullanımı daha çok artacak.