Yüksek güven kültürünü stratejik bir yaklaşım olarak benimseyen şirketler, rekabetçi iş dünyasında da avantaj elde ediyor. Çalışanların iş yerlerinde kendilerini güven içinde hissetmeleri, yapılan yatırımın geri dönüşünü hızlandırıyor. Çalışanlar, güven düzeyi yüksek ve gelişmiş bir kurum kültürüne sahip iş yerlerinde olduklarını hissettiklerinde, işlerini daha fazla severek yapıyorlar ve verimlilik de 3 kat artıyor.
İşten ayrılma oranlarının maliyeti
Great Place to Work raporlarına göre, çalışanlarının potansiyellerini ortaya çıkarmakta zorlanan ve yüksek güven kültürü ekosistemine sahip olmayan şirketlerde çalışanların işten ayrılma oranları yüzde 50’yi buluyor. Küresel araştırmalarda, çalışanların işten ayrılma oranlarının kurumlara eğitim, işe alım süreçleri, nitelikli iş gücü kayıpları gibi nedenlerle maliyeti 550 milyar dolar olarak gösteriliyor. Ölçek bağımsız gerçekleştirilen çalışmalarda, yüksek güven kültürüne sahip şirketlerde bulunan saygı ve yenilikçilik atmosferi, doğru kararlar alınabilmesini sağlıyor. Araştırma, güven duygusunun içselleştirilmesiyle birbirlerine güvenen çalışanların iş süreçlerinde hızlı hareket edebildiği, şirketlerine çeviklik kazandırdığını gösteriyor. Şeffaflık; işbirliği ve yenilikçiliği beraberinde getirirken, çalışanlar da iletişim, yöneticilik becerisi gibi alanlarda kendilerini geliştirebiliyor.
Great Place to Work Türkiye Genel Müdürü Eyüp Toprak, “Güven ortamının sağlandığı ve kurum kültürünün çalışan odaklı geliştiği şirketlerde, çalışanların verimliliği ve yetkinliği, ürün ve hizmetlerin kalitesi, inovasyon ve risk alma istekliliği daha yüksek. İşe alım masrafları, iş gücü dönüşüm masrafları, değişikliğe karşı direniş ve sağlık masrafları ise daha düşük. Çalışanlarında güven yaratabilmiş şirketlerin ekonomik performansı ve krizlere karşı dayanıklılığı da yüksek oluyor” yorumunu yaptı.