Her şirket bu konuda bir şeyler yapma çabasında, ama konu hele de Türkiye’de her ölçekte şirketin güvenlik algısı olduğunda, dosyamıza yanıt veren sektör temsilcilerinin serzenişinden de anlayacağınız gibi, bu konuda pek de başarılı sayılmayız. Küresel saldırılara hedef olan şirket sayımız çok, herkes riskin farkında, ama hala güçlü bir ‘güvenliğe bakış açısı değişimi’ yok. Bu nedenle bir saldırıyı bertaraf edenin ikinci adımda kurban olması maalesef imkansız değil. Dosyamızda göreceksiniz, kamunun adımları, sektörel düzenlemeler tamam, ama her şirketin kendine, ölçeğine, ihtiyacına, önceliklerine göre güvenlik adımları atması şart. Aksi halde, kapıyı kapatıp kilitlemeye gerek görmeden odadan çıkmaktan ötesi değil yapılanlar… Doğru güvenlik politikasını belirleyip buna uygun yapılan yatırımın geri dönüşünün çok hızlı olduğunu da belirtelim. En azından bir saldırı sonrası kurumsal BT yapısını ve çalışanların cihazlarını toparlamak, daha da önemlisi bozulan karizmayı düzeltmek imkansız.