“Şirketler yeni bir ağ kurmadan önce ağ yapısını düşünürken güvenliği birinci öncelik olarak almalılar. Ağ güvenliği dendiğinde genelde insanların algısı dışarıdan gelecek saldırılara yöneliktir. Oysa durum hiç de öyle değildir. İç ağda da firma çalışanları istemeden de olsa ağı tehdit ederler. En çok rastlanılan örnek ise günümüzde herkesin cebinde taşıdığı flaş belleklerdir. Dolayısıyla sadece antivirüs korumaları veya benzer yazılımlar ile önlem alınmasının yanı sıra firmalar çalışanlarına sık sık eğitimler vererek kullanıcı bilinçlendirmesini ön planda tutmalıdır.
Önceleri sistem güvenlik uzmanları sadece firmanın sunucu ve bilgisayarlarından sorumluyken şimdi akıllı telefonların tamamen hayatımıza girmesi ile onları da kontrol altında tutmak zorunda kalıyorlar. Önceleri saldırılar genellikle bankacılık işlemleri için yapılmaktaydı fakat şimdi durum çeşitlendi ve daha çok bilgi toplama saldırıları yapılmakta. Saldırı çeşitlerinden bahsedecek olursak şuan DDoS olarak adlandırdığımız IP saldırıları çok yaygın biçimde gerçekleşmektedir fakat bunun dışında milyonlarca saldırı yöntemi hackerlar tarafından günümüzde geliştirilip gerçekleştirilmektedir.
İyi bir ağ güvenliği sağlayabilmek için öncelikle firewall ve antivirüs yazılımları iyi seçilmelidir. Firma, internet paylaşım kurallarını yazılı hale getirerek çalışanlarıyla paylaşmalıdır. Bunun yanı sıra atak algılama ve önleme sistemleri de iyi kurgulanmalıdır. Birçok ağ saldırısının e-posta yoluyla yapıldığı gerçeği unutulmamalıdır.”